MUSTAFA KEMAL ATATÜRK (1881 - 1938)
Milli mücadelenin önderi. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, çağdaş Türkiye'nin yaratıcısı, askeri ve siyasi dehası, uluslararası alanda da kabul edilen asker ve devlet adamı. Osmanlı Ordusu'nda özellikle 1915 yılında Çanakkale Zaferi'yle ön plana çıktı.
Türkiye'nin işgali üzerine 1919'da Milli Mücadele'yi başlatmak üzere Samsun'a gitti. Hedefi ulusal egemenliğe dayanan bağımsız bir Türk devleti kurmaktı. Erzurum ve Sivas Kongrelerini topladı. 23 Nisan'da Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni açtı. 29 Ekim 1923'de Cumhuriyet ilan edildi. İlk Cumhurbaşkanı seçildi.
Cumhuriyet yönetimine hukusal, siyasal ve toplumsal içerik kazandıracak devrimleri gerçekleştirdi. Devletçiliği temel alan ekonomik kalkınma hamlesi başlatıldı. Hilafet kaldırıldı. Öğretim birleştirildi. Tekke ve zaviyeler kapatıldı. Harf devrimi gerçekleştirildi. Şapka yasası çıkarıldı.
Montreux Sözleşmesi'yle Boğazlar sorunu, ardından da Hatay sorunu çözüldü. CHP I. Olağanüstü Kurultayı, ölümünden sonra 26 Aralık 1938'de Atatürk'e "Ebedi Şef" unvanını verdi
NAZMİ BEY (1875-1940)
Nazmi Bey 1875 yılında İstanbul, Yeniköy'de doğdu. 14 Mart 1894'te Harbiye'ye girdi ve 19 Şubat 1896'da mezun oldu. Çanakkale Savaşı başlamadan önce Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığı Mayın Komutanıydı. 18 Ocak 1915'te Karanfil Burnu-Kepez ve Nara Burnu-Eceabat arasına döşediği mania ağı, 8 Mart 1915'te karanlık limana döktüğü 26 mayın ve 17 Mart gecesi Nusret Mayın gemisi ile Boğaza teşkil ettiği mayın hatları müttefiklerin 18 Mart saldırısında Boğazı geçmesini engelledi. Ayrıca, 12-13 Mayıs gecesi İngiliz Goliath gemisini batıran muaveneti-milliye muhbirimizin kılavuzu idi.
Nazmi Bey,19 Temmuz 1915'te binbaşılığa terfi etti. 20 Kasım 1923'te emekli oldu ve 5 Mayıs 1940'ta ölümüne kadar İstanbul Boğazında Sivil Kılavuz Kaptanlık yaptı
SEYİT ONBAŞI
Seyit Onbaşı, 1889 yılının Eylül ayında Havran İlçesi Çamlık (Manastır) köyünde dünyaya geldi. Babasının adı Abdurrahman, annesinin ki Emine idi.
Seyit, 1909 yılının Nisan ayı başlarında askere alındı. 1912'de Balkan Savaşları'na katıldı. Savaş bitiğinde terhis edilmedi ve topçu eri olarak Çanakkale Cephesi'nde görev aldı. Çanakkale Savaşları'nda gösterdiği kahramanlıkla adını Türk tarihine yazdırdı.
18 Mart Deniz Savaşı sırasında, Rumeli Mecidiye Tabyası'nda ayakta kalabilen tek top vardı onun da mermi kaldıran vinci bozulmuştu. Seyit Onbaşı büyük bir güçle 215 Okkalık mermiyi üç kez kaldırarak namlunun ucuna sürmüş ve bu kahramanlığı ile Ocean gemisi büyük bir yara almıştı.
Seyit Onbaşı 1918 sonbaharında köyüne döndü. sanatı olan ormancılık ve kömürcülüğe devam etti.
1934 tarihinde yürürlüğe konan soyadı yasasıyla "Çabuk" soyadını aldı. 1939 yılında akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle vefat etti.
TALAT PAŞA (1874-1921)
Osmanlı devlet ve siyaset adamı, Talat Paşa 1874 yılında doğdu. İttihat ve Terakki Fırkası önderlerindendi. 1917-18 arasında sadrazamlık yaptı.
İlköğrenimini Vize'de, ortaöğrenimini Edirne Askeri Rüştiyesi'nde tamamladı. Edirne Posta ve Telgraf İdaresinde katip olarak çalışmaya başladı. Genç yaşta Jön Türk hareketine ilgi duydu ve İttihat ve Terakki Cemiyeti Edirne Şubesi'ne üye oldu. Meşveret Gazetesi ile cemiyet bildirilerinin dağıtımını üstlendi. Bu çalışmalarından ötürü kovuşturmaya uğrayarak 1895'te tutuklandı. 1903'te Selanik Telgraf İdaresi başkatipliğine getirildi.
II. Meşrutiyet'in ilanı sırasında önemli görevler üstlenen Talat Bey, 1908'de İttihat ve Terakki'den Edirne Mebusu seçildi. Meclis-i Mebusanın birinci reis vekili oldu. 1909'da İngiltere'ye giden mebuslar heyetinin başkanlığını üstlendi. İttihat ve Terakki'nin en etkili yöneticisi oldu. 1908 kongresinde seçildiği Merkez-i Umumide, Vekil-i Umumiliğe getirildi. (1912)
Balkan Savaşları (1912-13) sırasında, bölgedeki karışıklıkları önlemek amacıyla Doğu Anadolu'daki Ermenileri topluca göç ettirdi. Bu uygulama nedeniyle Batı kamuoyunda "soykırım yapmak"la suçlandı ve "bir numaralı Ermeni düşmanı" ilan edildi. Said Halim Paşa 1917'de görevinden ayrılınca vezirlik verilerek sadrazamlığa getirildi. Gene aynı dönemde İttihat ve Terakki Fırkası'nın Reis-i Umumiliğini üstlendi. Savaşın Almanya ve müttefiklerinin yenilgisiyle sonuçlanacağının anlaşılması ve Almanya'nın İtilaf Devletleri'nden ateşkes istemesi üzerine, Talat Paşa hükümeti de istifa etti.(Ekim 1918) Yeni kurulan Ahmed İzzet Paşa hükümeti savaşı sona erdiren Mondros Mütarekesini (30 Ekim 1918) imzalarken, İttihat ve Terakki Fırkası da 1 Kasım 1918'de son kongresini yaptı. Talat Paşa bu kongrede yaptığı konuşmasında savaşa nasıl girildiğini ve savaş sırasındaki gelişmeleri anlattı ve siyasetten çekildiğini açıkladı. Daha sonra Ahmed İzzet Paşa'ya bıraktığı mektupta, millete karşı hesap vermek üzere geri geleceğini, gerekirse mahkemeye de çıkacağını bildirerek Almanya'ya gitti.
15 Mart 1921'de bir Ermeni tarafından Berlin'de öldürüldü ve Berlin'deki Türk Mezarlığına gömüldü. 1943'te kemikleri İstanbul'a getirilerek Şişli'de Hürriyet-i Ebediye tepesinde toprağa verildi. Talat Paşa'nın Meşrutiyet ve I. Dünya Savaşı yıllarını ele alan anıları ölümünden sonra "Talat Paşa'nın Hatıraları"(1958), "Talat Paşa'nın Anıları" (1986, 1990) adı altında yayımlandı.
WILHELM II (1859 - 1941)
Viktorya'nın büyük kızının oğlu olarak, 1859'da Berlin'de doğdu. İyi bir öğrenim gördü. İki sene Bon Üniversitesi'nde ekonomi, politika ve hukuk okudu. Burayı bitirdikten sonra ordu hizmetine girdi.
I.Wilhelm'in 1888 yılında ölümü üzerine Prusya Kralı ve Almanya İmparatoru oldu. İmparatorluğu tek başına idare etmek istiyordu. Bu yüzden Alman İmparatorluğunu kuran Bismark'la arayı açtı ve onu başvekillikten istifa ettirdi (1890). Bundan sonra memleketin idaresini bir elden idare etmeye başladı. II. Wilhelm, bazı ülkelere ziyaretlerde bulundu. Bu arada İstanbul'a da geldi. Gelişinin hatırası olarak Sultanahmet'teki çeşmeyi yaptırdı.
İlk olarak Wilhelm, politika yüzünden ihmal edilen orduyu ele aldı ve kısa sürede düzene soktu. Devlet adamlarının, iktisatçılarının ve endüstricilerinin geceli gündüzlü çalışmaları sayesinde, Avrupa krizler içinde kıvranırken, Almanya'yı gerilikten kurtardı, dünyanın en ileri memleketi haline soktu. Sonra bu "Savaş kralı" "İtimadım parlamentoya değil, imparatorluğu ayakta tutan orduyadır" diye beyanat vermekten çekinmedi. "Almanların istikbali sular üzerindedir" diyerek, denizciliğe büyük ölçüde önem verdi. Kısa zamanda büyük bir ticaret ve savaş filosu meydana getirtti. Avusturya veliahdının, bir Sırp tarafından öldürülmesi üzerine, Avusturya yanında savaşa girerek, Birinci Dünya Savaşı'nın çıkmasına sebep oldu. Savaşın kötü gitmesi üzerine, halk ayaklandı, Kayser Berlin'den Hollanda'ya kaçtı (1918). Alman İmparatorluğundan ve Prusya Krallığından istifa etti. İlk olarak Amerongen, daha sonra Doorn'a yerleşti. 1921'de eşinin ölümünden sonra, 1922'de prenses Hermine ile evlendi. 1941 yılında öldü
|