http://www.netgazi.tr.gg/

Açılış Sayfası Yapın Sık Kullanılanlara Ekleyin E-Mail Yollayın

www.netgazi.tr.gg ANASAYFAMIZA GİTMEK İÇİN TIKLA             İLETİŞİM           Z.DEFTERİ          SOHBET ODAM          CSS KODLARI           TÜM KODLARIMIZ



İLK MUAYENE

 DOĞUMU VE AİLESİ
  Doğumu


   Ailesi
  Ali Rıza Efendi
  Zübeyde Hanım
  Makbule Atadan

   OKUL YILLARI
 
 Okul Yılları
  Harp Okul Yılları

   KONUŞMALARI
  
İlk Meclis Konuşması
  İzmir İktisat Kongresi
  İlk Cumhurbaşkanlık
 
 Onuncu Yıl Nutku
  Gençliğe Hitabe

  Nutuk
  IV. Dönem Meclis Açılışı

   SEVDİĞİ ŞARKILAR
  Yemen Türküsü
  Vardar Ovası
  Çanakkale İçinde
  Yanık Ömer
  Kırmızı Gülün Alı Var
  Alişimin Kaşlari Kara
  Cana Rakibi Handan Edersin

  

   ATATÜRK MÜZELERİ 
  
Selanik'te Atatürk Evi
  İstanbul Şişli'deki Atatürk Evi
  Çankaya Atatürk Köşkleri

  İzmir Atatürk Evi ve Müzesi
  Bursa Atatürk Müzesi

  Erzurum Atatürk Müzesi 
  Sivas Atatürk Kng.ve Müz
  Diyarbakır Atatürk Köşkü

  Kayseri Atatürk Ev ve Müzesi
  Konya Atatürk Evi ve Müzesi
  Trabzon Atatürk Köşkü

  Havza Atatürk Ev
  Adana Atatürk ve Kültür Merk  İzmit Müzesi ve Atatürk Evi

  Mersin Atatürk Evi
  Antalya Atatürk Müzesi
  Silifke Atatürk Evi

 

   ÖZEL BELGELER
  El Yazısı
  Yazdığı Kitaplar

  Okuduğu Kitaplar
  Yazdığı Mektuplar
  Yazdığı Şiirler
  Telgrafları
  Nüfus Kağıdı ve Karnesi

   VASİYETİ VE ÖLÜMÜ
  
Vasiyet Kararı
  Notere Verilişi
  Vasiyetinin Tam Metni

   Ölümü
 
 İlk Muayene
  İlk Teşhis
  Doktorları
  Ben Hastayım Çocuk

  Kumandan Benim
  Güney Gezisi
  Savarona
  Karnından Su Alınması

  İlk Koma
  Son Saatler
  Bazı Sonlar
  Ölüm İlanı

  Cenaze Namazı
  Etnoğrafya'ya Defni

   TÜM YÖNLERİYLE
   ANITKABİR
  
Teklif Edilen Projeler
  Yapımı
  Bölümleri
  Ata'nın Nakli


İLK MUAYENE
Atatürk 1937 yılının ilk aylarından bu yana çeşitli rahatsızlıklar duymaya başlamıştı. Burnu kanıyor, vücudu kaşınıyor ve kabarıyordu. Yüzü solmuş, sinir dengesi bozulmuştu. Kendini iştahsız ve halsiz hissediyordu.

Hasta olan arkadaşlarına kızan, doktor muayenesini sevmeyen Atatürk, fırsat buldukça çok güvendiği Neşet Ömer Bey (İrdelp)'e kendini muayene ettirmeye ve sağlık durumu hakkında bilgi almaya başlamıştı. Ancak ilk muayene sonunda, kalbinde, karaciğerinde, böbreğinde bir şey bulunamamıştı. Buna rağmen Atatürk'ün renginde ve yüzündeki çizgilerde bariz değişiklikler başlamıştı


 

İLK TEŞHİS
Doktorlar Atatürk'e kaplıca tavsiye etmişlerdi. Atatürk kür tedavisi için ani bir kararla Yalova'ya gitmeye karar verdi.

Prof. Dr. Nihat Reşat Belger anlatıyor;

"1937 senesinde, Yalova kaplıcalarının hekimiydim. O sıralarda, Atatürk de birkaç aydan beri Yalova'da istirahat buyuruyordu. Bir gün beni çağırttı. Bir müddetten beri kaşıntıdan şikayetçi olduğunu söyledi." Müsaade ederseniz sizi önce bir muayene edeyim."dedim ve ettim. Muayenemde, bilhassa bacaklarında kaşıntıdan mütevellit tırnak izleri müşahade ettim. Palpasyonda (elle muayenede) karaciğerin, kosta (kaburga kemiği) kenarını üç parmak kadar geçmiş olduğunu ve sertleştiğini tespit ettim. Muayene sırasında hiç konuşmadık. Kendisine muayenenin bittiğini bildirdiğim zaman, Atatürk kaşıntının sebebinin ne olduğunu sordu.

"Efendim, bu kaşıntı kanaatimce yemekle, daha doğrusu içmekle ilgilidir." dedim.

Atatürk önce inanmak istemedi. Beni imtihan etmek istercesine, "Buna kati olarak emin misiniz?" dedi.
"Evet efendim karaciğeriniz normale nazaran büyük ve sert . Kaşıntının sebebi budur."dedim.

Prof Dr. Nihat Reşat Belger'den sonra, Atatürk'ü İstanbul'dan gelen Prof. Dr. Neşet Ömer'de muayene etti. İki doktorun müşterek teşhisi aynı idi. Atatürk, Yalova'da rejime alındı. Tedaviden bir süre sonra iyileşme sezilmeye başlamıştı. Fakat Atatürk Bursa'ya oradan Mudanya'ya geçti. Mudanya'dan Ege Vapuru ile İstanbul'a hareket etti. Atatürk Şubat ayı başında Dolmabahçe Saray'ında idi. Park Oteldeki davetten geç saat saraya dönen Atatürk, ertesi gün şiddetli öksürük ve göğüs ağrısı ile uyandı. Prof. Dr. Nihat Reşat Belger, Dolmabahçe sarayındaki muayenesinde Atatürk'e zatürre teşhisi koydu


ATATÜRK'ÜN DOKTORLARI
Atatürk kendisine yabancı doktor getirilmesini ısrarlı ricalardan sonra kabul etmiş, bu arada sağlığını devamlı kontrol altında tutabilmek için ülkenin tanınmış hekimlerinden iki ekip oluşturulmuştu. Sürekli ve danışman doktorlar.

 

  • Prof. Dr. Neşet Ömer İRDELP
  • Prof. Dr. Nihat Reşat BELGER
  • Opr. Dr. Mim Kemal ÖKE
  • Prof. Dr. Mustafa Hayrullah DİKER
  • Prof. Dr. Akil Muhtar ÖZDEN
  • Prof. Dr. Süreyya Hidayet SERTER
  • Dr. Asım ARAR
  • Prof. Dr. Abravaya MARMARALI
  • Dr. Mehmet Kamil BERK

BEN HASTAYIM ÇOCUK
Zatürre'den kurtulur kurtulmaz Atatürk, İsmet İnönü ile birlikte 27 Şubat 1938'de Ankara'ya geldi.

Celal Bayar Anlatıyor:

"Balkan Antantının Ankara toplantısı günleri idi. Yugoslav Başbakanı Dr. Stoyadiniçle görüşüyordum. Şükrü Kaya yaklaştı :

"Sağlık Bakanlığı müsteşarı Dr. Asım derhal görüşmek istiyor."dedi. Mevzuun, Atatürk'ün sağlığı ile ilgili olduğunu hemen anladım. Çünkü meslek ve şahsiyetine güvendiğim Dr. Asım Arar hükümet namına, Ata'nın müdavi tabipleriyle daima temasta idi. Bana endişelerini açıkladı:

"Burnundan kan geldiğini söylediler. Bu hastalığın yeni merhalesidir. Dışardan mütehassıs getirilmesi tavsiyemi tekraren arzediyorum." dedi.

Atatürk'ün gerek görmediği tavsiyeyi bu sefer ısrarla rica ve kabul ettirmek kararıyla Çankaya'ya gittim. Beni beklemiyordu. Arzumu sükunetle dinledikten sonra:

"Ortada Hatay meselesi var. Hastalığımın dışarıda duyulmasını istemem. Neşet Ömer'le konuş. Burada zaten tıp kongresi var. Bizim doktorlar konsültasyon yapsınlar." cevabını verdi.

Doktorlar geldiler. Muayeneden sonra alkol ve sigara almaması, mutlak dinlenmesi gibi şart, fakat bir anda hepsinin birden yerine getirilmesi güç tavsiyelerini tekrar ettiler.

Atatürk hekimlerin ortak kararını dinledikten sonra :
"Zannederim haklıdırlar" dedi.
Ben sağlığının ülke için asıl şart olduğunu ve bu temel mevzuun yanında Hatay üzerinde menfi tesir yapma dahil, hiçbir ihtimalin düşünülmeyeceğini ısrarla tekrarladım. Derin teessürümü mümkün olduğunca saklama gayretime rağmen, benliğime hakim acının elbette ki farkında idi. Yavaş bir ses tonu ile:

"ÇOCUK..NE YAPACAKSAN YAP, BEN HASTAYIM" dedi.

Her şeyini, memleketi için hizmet saydığı emeklerine cömertçe feda etmiş Atatürk, ilk defa hastayım diyordu.

 

 








http://KENDİ Tiklayinoyun komedi sohbet sitelerirehber.gen.trWebmasterim.Com
PageRank Checker netgazi.tr.gg

Bilgisayar ve İnternet İnternet-Tr Msn bot last visit powered by  Bots Visit Google bot last visit powered by Bots Visit Yahoo bot last visit powered by  Bots Visit


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol