JÖN TÜRKLER
Avrupa'da Meşrutiyet ve Cumhuriyet idarelerinin kurulduğu, bu uğurda hükümdarlarla halkın mücadele ettiği devrede, Osmanlı Padişahları memleketi hala istibdatla idare ediyorlardı. Osmanlıda da, Padişah Abdülaziz'in mutlakiyet idaresini yıkıp yerine meşrutiyet idaresini kurmak isteyenler vardı. Osmanlı İmpartorluğu çöküyordu. İmparatorluğun Balkan kesiminde bulunan milletler, istiklalleri uğruna sık sık ayaklanıyorlardı. Memleketin kurtuluşunu meşruti idarede gören bazı gençler, birleşerek Avrupalıların "Jön Türkler" veya "Genç Osmanlılar" dedikleri, Yeni Osmanlılar Cemiyetini 1866'da kurdular. Başlıca üyeleri Mehmed Bey, Reşat Bey, Nuri Bey, Ayetullah Bey, Namık Kemal, Refik Bey, Ziya Paşa, Ali Suavi ve Agah Efendi'dir. Bu cemiyetin kurulduğu ortaya çıkınca Mehmed Bey, Nuri Bey ve Reşat Bey Avrupa'ya kaçtılar. Daha sonra, Prens Sabahattin'in daveti üzerine Ziya Paşa, Ali Suavi ve Namık Kemal de Avrupaya gittiler ve orada gazete, broşür çıkartarak Osmanlı İdaresi'nin kötü yönetimi hakkında yayına başladılar. Jön Türkler bir süre sonra yurda döndüler ve birer göreve tayin edildiler. Bu gençler rejimi yıkamamışlarsa da, Osmanlı İmparatorluğunda, Hürriyet ve Meşrutiyet fikirlerinin kökleşmesinde büyük rol oynadılar. II. Abdülhamid'in kurduğu askeri nitelikteki okullardan mezun olan ve Jön Türk akımından etkilenen genç subayların çoğunluğu da II. Abdulhamid yönetimine karşıydılar. Gittikleri yerlerde dernekler kuruyor, mücadelelerini gizlice yürütüyorlardı. Bu mücadeleyi yürüten gençler, tüm gizli dernekleri Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti adı altında birleştirdiler. İttihat ve Terakki Cemiyeti adını alan bu cemiyet, Osmanlı Devleti'nin son zamanlarına kadar yönetimde söz sahibi oldu
II. ABDÜLHAMİD
V. Murad'ın yerine tahta geçen, II. Abdülhamid yurttaşların yönetime katılmalarını sağlayacak bir anayasa kabul ve ilan edeceğine söz vermişti. Nitekim tahta çıkar çıkmaz I. Meşrutiyeti ilan etti ve bir anayasa hazırlattı. Bu İlk Anayasa (Kanun-i Esasi) 23 Aralık 1876'da ilan edildi.Anayasa ilan edildikten kısa bir süre sonra 1877-1878 Osmanlı - Rus Savaşı başladı. Osmanlı orduları bu savaşta ağır bir yenilgiye uğradı. Mebuslar Meclisinde hükümet ağır eleştiriler aldı. Bu hezimetin sorumluları arandı. Bu tartışmalara kızan II. Abdülhamid Meclisi Mebusan'ı tatil etti.Böylece 30 yıl sürecek bir istibdat dönemi başlamış oldu. Bu 30 yıllık dönemde, Doğu Rumeli, Mısır, Girit gibi yerlerin yitirilmesini önleyemedi. Dış borçları ödemeye çalışan II. Abdülhamid alacaklı devletlerin "Düyun-i Umumiye" adı altında uluslarası bir örgüt kurarak devlet gelirlerine el atmalarını engelleyemedi. Bu arada İstanbul'un ve diğer illerin imar işleriyle ilgilendi, ayrıca batı esaslarına göre eğitim yapan pek çok okul kurdu. II. Abdülhamid'in açtığı okullarda yetişen yeni kuşak, ülkenin içerisinde bulunduğu durumu hoş karşılamıyor, istibdat yönetimi altında hiçbir gelişme sağlanamayacağını savunuyorlardı. Yeni düşünceleri paylaşan diğer aydınlarla buluşup gizli dernekler kuruyor ve mücadelesini yeraltında yürütmeye çalışıyorlardı. Bu aydınlara da Jön Türkler (Genç Türkler) deniyordu. Giderek bütün gizli dernekleri çatısı altında toplayan Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti kuruldu. Sonradan İttihat ve Terakki Cemiyeti adını aldı. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin asker üyeleri, 1908 yılının Temmuz ayında Saraya başkaldırdılar. Padişahın bu hareketi bastırma girişimleri sonuç vermedi. Sonunda II.Abdülhamid Meşrutiyeti yeniden ilan etti. Seçimler yapıldı ve parlamento oluşturuldu.Ancak Meclis-i Mebusan'ın yetkilerinin sınırlı olması bir bunalıma yol açtı. Ordudaki okullu subaylarla alaylı subaylar arasında bir gerginlik doğdu. 31 Mart Ayaklanması bu gerginliğin bir sonucuydu. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin merkezi olan Selanik'ten gelen Hareket Ordusu ayaklanmayı bastırdı. II. Abdülhamid tahttan indirildi, Selanik'e gönderildi. Balkan Savaşı çıkınca, II. Abdülhamid İstanbul'a getirildi. 1918 yılında Beylerbeyi Sarayında öldü. Sultan Mahmud Türbesine gömüldü.
İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİ
Osmanlı İmparatorluğunu 1876-1909 yılları arasında II Abdülhamid yönetmiştir. 1839 Tanzimat Fermanının açtığı dönemde, temel hak ve özgürlüklere kavuşmak demokratik bir yönetime sahip olmak yolunda, sayısı çok az olan aydınlar arasında bir özlem belirmişti. II Abdülhamid tahta çıkar çıkmaz tarihimizin İlk Anayasasını ve I. Meşrutiyeti ilan etti. Bir süre sonra, kendi yetkilerine hiçbir sınırlama getirmemesine rağmen, anayasayı uygulamadı. Bu ona karşı bir direnmenin doğmasına yol açtı.II Abdülhamid, istibdatçı yönetimine rağmen, Türk eğitimine hizmet etmiş çeşitli okullar açmıştır. Ama bu okullarda yetişenlerin çoğu istibdat yönetimine karşı direnmişlerdir. Sonunda II. Abdülhamid 1908'de Anayasaya göre meclisi tekrar toplayacağını ilan etti ve II. Meşrutiyet dönemi başladı. Bir süre sonra çıkan, 31 Mart Ayaklanması sonunda duruma el koyan ordu, bu ayaklanmayı çıkarttığı gerekçesi ile II.Abdülhamid'i tahttan indirdi.II. Abdülhamid'i tekrar meşrutiyeti ilan etmeye zorlayan ve onu 31 Mart olayından sonra tahttan indiren güç, genç asker ve sivil aydınlardan oluşan, başlangıçta gizli, sonra açık çalışan "İttihat ve Terakki Cemiyeti (Birlik ve İlerleme Derneği)"dir.Bu dernek II. Meşrutiyetten sonra siyasal bir parti durumunu aldı. Seçimleri kazandı. Ama memleketi gereği gibi yönetemedi. Parti ilk önce hükümeti kuramadı. Perde arkasından ülkeyi yönetmeye kalkıştı. Böylece doğan otorite boşluğu savaşlara neden oldu. Enver Paşa, Talat Paşa ve Cemal Paşa'nın yönetimindeki İttihat ve Terakki Partisi bu savaşlardan sonra yönetime doğrudan doğruya el koydu. Ama iş işten geçmiş, Trablusgarp tümden ve Balkan Yarımadasında elde kalan son yerler yitirilmişti. İttihat ve Terakki yönetimi, ilk kez milliyetçi bir görüşe sahip yönetim kurmaya çalıştı ise de, deneyimsizliği nedeniyle bunda başarı sağlayamadı. Sonunda en büyük siyasal hatasını işleyerek devleti I. Dünya Savaşı'na soktu