KONGRELER / CEMİYETLER
Amasya Genelgesi
Erzurum Kongresi
Balıkesir Kongresi
Alaşehir Kongresi
Sivas Kongresi
Amasya Protokolü
Cemiyetler
Diğer Kongreler
TBMM / DÜZENLİ ORDU
Kuvay-i Milliye
Son Osmanlı Meclisi
Misak-ı Milli
TBMM Kuruluşu
İlk Anayasanın Kabulü
Düzenli Ordunun Kurulması
SAVAŞLAR ve ZAFERLER
Doğu Cephesi
Trakya Cephesi
Güney Cephesi
Urfa Cephesi
Antep Cephesi
Maraş Cephesi
Çukurova Cephesi
İnönü Savaşları
Kütahya- Eskişehir Savaşları
Sakarya Savaşı ve Zaferi
Büyük Taarruz ve Zafer
ANTLAŞMALAR /
KONFERANSLAR
Gümrü Barış Antlaşması
Paris Konferansi
Londra Konferansı
Moskova Antlaşması
Kars Antlaşması
Ankara Antlaşması
Mudanya Mütarekesı
Lozan Barış Antlaşması
ÖNEMLİ OLAYLAR /
GELİŞMELER
Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı
Ayaklanmalar
İstiklal Madalyası Kanunu
Tekalif-i Milliye
Başkomutanlık
Ankara'nın Başkent Oluşu |
MUSTAFA KEMAL PAŞA'nın BAŞKOMUTAN OLUŞU
(5 Ağustos 1921
10-24 Temmuz 1921'deki Eskişehir-Kütahya Savaşları sonunda alınan yenilgi, Meclis'te karamsarlığa neden oldu. Yunan Ordularını yenebilmek için acil kararların hemen uygulanması gerekiyordu. Türk Ordusunun Sakarya'nın doğusuna çekilmesinden sonra TBMM'de başlayan gizli oturumlarda Mustafa Kemal'e meclisin tüm yetkilerinin verilmesi anlamına gelen, Başkomutanlık konusu tartışıldı. Çoğunluğun kabulüyle 5 Ağustos 1921'de Mustafa Kemal yasama, yürütme ve yargı yetkilerine 3 ay süreyle tek başına sahip oldu. Amaç, çabuk kararlar almak ve bu kararları uygulamaktı. Ama bu durum mecliste tedirginliğe ve tartışmalara yol açtı.
ANKARA'NIN BAŞKENT OLUŞU
Lozan Barış Antlaşması'nın TBMM tarafından onaylanmasından sonra, İstanbul 23 Eylül 1923'ten itibaren tahliye edilmeye başlandı. 6 Ekim 1923'de İstanbul'un yabancı işgal kuvvetleri tarafından boşaltılması tamamlandı. Yabancı işgal kuvvetlerinin İstanbul'dan ayrılması, gündeme hükümet merkezi sorununu getirdi. İsmet Paşa (İnönü) hükümet üyesi olmakla beraber, Ankara'nın başkent oluşunu öngören önergeyi 9 Ekim 1923'te on dört arkadaşı ile birlikte, Malatya Milletvekili olarak TBMM'ne verdi. İsmet Paşa, Ankara'nın hükümet merkezi olması konusunu acil bir sorun olarak görmekte ve Lozan'dan itibaren zihnine yerleşmiş bulunduğunu ifade etmektedir. İsmet Paşa'ya göre, Ankara'nın başkent olması iç ve dış çeşitli sebeplere dayanmaktadır: "Lozan'da Batı dünyasının murahhasları, mütehassısları, diplomatları ile görüşüyorum. Bunlar İstanbul Hükümeti'ni İstanbul muhitini tanıyan insanlar ve yeni devletin o muhitin insanlarına göre kurulmasını arzu ediyorlar. Bunu her hallerinden anlıyorum. Bizim bakımımızdan meselenin daha ehemmiyetli ve değişik cepheleri var. Bir defa Boğazlar askeri bakımdan tamamıyla açık, tamamıyla emniyetsiz. Bu vaziyetteyiz. Lozan Antlaşması'yla elde edebildiğimiz neticeler ve tarihi şartlar bizi endişeye sevk ediyor. Ayrıca Anadolu'nun ortasında bulunarak ve bir Anadolu hükümeti olarak yeni devleti çalıştırmak istiyoruz".
İsmet Paşa'ya göre; Ankara'nın hükümet merkezi olması meselesinin, hilafetle bir ilgisi yoktur. Fakat, Ankara hükümet merkezi olunca, hilafet bir bakıma devletimizin dışına atılmış oluyor: "Gerçi biz hilafeti devamlı bir müessese olarak düşünmüyoruz, Fakat Ankara'nın hükümet merkezi olması ve hilafet merkezinin İstanbul'da bulunması, ondan kurtulmak için ayrıca bir temel vasıta olacaktır."
Teklif edilen Anayasa maddesi gayet kısadır: Türkiye Devletinin makarrı idaresi Ankara şehridir." Ancak teklif edilen kanun maddesinin gerekçesi, Ankara'nın yeni Türkiye'nin merkezi olması gereğini açıklamaktadır. Gerekçe özetle, yeni Türkiye'nin varlığının, ülkenin kuvvet kaynaklarının gelişmesinin sağlanması, Anadolu'nun merkezinde başkent tesis etmek lüzumunu açıklıyor ve coğrafi ve stratejik durum, iç ve dış güvenlik de bunu gerekli görüyordu.
13 Ekim 1923'te TBMM'de kabul edilen tek maddelik bir yasa ile Ankara, yeni devletin başkenti olmuş ve böylece devlet merkezinin İstanbul olacağı yolundaki çekişmelere son verildiği gibi, Cumhuriyetin ilanı için de bir adım atılmıştır. Bu, aynı zamanda Milli Mücadele'nin başından beri uygulanan Ankara'nın İstanbul'a hakim olacağı esasının bir sonucu idi.
ANKARA'NIN BAŞKENT OLMASI İÇİN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI'NA VERİLEN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİ
Yüksek Başkanlığa,
Lozan Antlaşması'nın tamamlayıcılarından tahliye protokolünün uygulanması son bulmuş ve baştan başa yabancı işgalinden kurtulan Türkiye'nin fiilen kuruluşu tahakkuk eylemiştir. Milletimizin en değerli beldelerinden İstanbul'umuz, İslamiyet'in hilafet merkezi olma durumunu, İslam alemi içinde tahsisen ve hasren Türk milletinin savunma vasıtalarına emanet edilmiş olarak sonsuza kadar sürdürecektir. Diğer taraftan Türkiye Devleti'nin idare merkezi için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde karar vermek zamanı gelmiştir.
Bir devletin merkezini tayin için esas olacak düşünce, yeni Türkiye'nin idare merkezinin Anadolu'da ve Ankara şehrinin seçilmesini gerekli kılmaktadır. Söz konusu düşünce; Antlaşma ile Boğazlar için kabul edilen hükümler, yeni Türkiye'nin varlığının esası, memleketin kuvvet kaynakları ve gelişmesini Anadolu'nun merkezinde tesis etmek gereği, coğrafi ve stratejik durumunun müsaadesi çerçevesinde iç ve dış güvenliğin sağlanması hususunda geçmişte edinilmiş tecrübelerle özetlenebilir. Bu düşüncelerin her biri, başlı başına bir önemli gerekçe sayılacak durumdadır.
Devletin idare merkezinin yeni bir şekilde tesis ve gelişmesine bir an önce başlamak iç ve dış tereddütlere son vermek için alttaki kanun maddesinin kabulünü arz ve teklif ederiz.
Kanun maddesi : Türkiye Devleti'nin idare merkezi Ankara şehridir. 9 Ekim 1923
Malatya |
: |
İsmet İnönü |
Çorum |
: |
Ferit Törümküney |
Diyarbakır |
: |
Zülfü Tiğrel |
Ertuğrul (Bilecik) |
: |
Dr.Fikret Onuralp |
Kütahya |
: |
Seyfi Aydın |
Malatya |
: |
Hilmi Oytaç |
Kastamonu |
: |
M. Mahir |
Erzurum |
: |
Rüştü |
Erzincan |
: |
Sabit |
Sivas |
: |
Rahmi |
Bursa |
: |
Necati Kurtuluş |
Bursa |
: |
Refet (Canıtez) |
Konya |
: |
Kazım Hüsnü Bey |
İstanbul |
: |
Ali Rıza Bebe |
KarahisarıSahip |
: |
M. Kamil |
|