REFORMLAR ve ATILIMLAR
Siyasal
Saltanatın Kaldırılması
Cumhuriyetin İlanı
Halifeliğin Kaldırılması
Eğitim
Milli Eğitim
Tevhidi Tedrisat Kanunu
Yeni Harflerin Kabulü
Kültür
Tarih
Dil Devrimi
Güzel Sanatlar
Halkevleri
Hukuk
Anayasalar
Anayasa Değişiklikleri
Kabul Edilen Kanunlar
Kadın Hakları'nın Kabulü
Ekonomi
İzmir İktisat Kongresi
Tarım
Sanayi
Ulaştırma
Sağlık
Diğer
Tekke ve Zaviyeler
Kılık Kıyafet
Soyadı Kanunu
Ölçüler ve Takvi
ATATÜRK İLKELERİ
Cumhuriyetçilik
Milliyetçilik
Halkçılık
Laiklik
Devletçilik
İnkılapçılık
MİLLİ SAVUNMA ve
EMNİYET
Kara Kuvvetleri
Hava Kuvvetleri
Deniz Kuvvetleri
Jandarma Kuvvetleri
Emniyet Teşkilatı
DIŞ POLITIKA
Musul Sorunu
Fransa ile İlişkiler
Yunanistan ile İlişkileri
İtalya ile İlişkileri
Rusya ile İlişkileri
Doğulu Devletler ile İlişkiler
Milletler Cemiyetine Katılış
Balkan Antantı
Montrö Boğazlar Sözleşmesi
Sadabat Paktı
ÖNEMLİ OLAYLAR
Siyasi Gelişmeler
Cumhuriyet Halk Partisi
Terakki Perver Cumh. Fırkası Şeyh Sait Ayaklanmasi
Takrir-i Sükun Kanunu
Atatürk'e Suikast Girişimi
Serbest Cumhuriyet Fırkası
Menemen Olayı
Hatay Sorunu |
İNGİLTERE ile MUSUL SORUNU
Lozan Barış Antlaşması'ndan sonra, Türkiye'yi en çok meşgul eden ve bir ara barış için de tehlikeli olan sorun İngiltere ile Musul Antlaşmazlığı olmuştur. Lozan Konferansı'nda Türk-Irak sınırının çizilmesi hususu müzakere konusu olduğundan, Türkiye halen Irak sınırları içinde kalan Musul ve Süleymaniye bölgeleri halkının büyük çoğunluğunun Türk olması dolayısıyla, bu bölgelerin Türkiye'nin sınırları içinde bulunması gerektiğini savunmuştur. İngiltere ise buna itiraz ederek, bu bölgelerin Irak sınırları içinde olduğunu iddia etmiştir. Böylece Irak sınırımız Lozan'da kesin bir sonuca bağlanamamış, Antlaşmazlığın giderilmesi için iki taraf karşılıklı görüşmelerle soruna bir çözüm bulacaklarını, şayet anlaşamazlarsa, Milletler Cemiyeti Konseyi'ne gidileceği hususunda mutabakat sağlamışlardı.
Uyuşmazlığı gidermek için 1924'te İstanbul'da toplanan konferansta, İngilizler Musul Vilayetinden başka Hakkari vilayetinin de Irak sınırlarına katılması talebini ileri sürmüştür. Başarılı olmayan ikili görüşmeler sonunda, Lozan Barış Antlaşması hükümleri uyarınca mesele Milletler Cemiyeti Konseyi'ne getirildi. Konseyin teşkil ettiği bir Komisyonun verdiği rapora uyularak, Milletler Cemiyeti de Musul'u Irak'a bırakmanın uygun olacağını belirtti. Türkiye, Milletler Cemiyeti Konseyi'nin bu tavsiye kararı üzerine, Antlaşma yolunu tercih ederek İngiltere ile 5 Haziran 1926 tarihinde bir antlaşma imzalamıştır. Bu antlaşma ile Türk -İngiliz siyasi uyuşmazlığı bir çözüm şekline bağlanmış, Musul bunalımı sona ermiş ve Türk - Irak sınırı da çizilmiştir.
Musul bunalımı, Türkiye ile Sovyet Rusya'yı birbirine yaklaştırmış, 17 Aralık 1925'de Paris'te "Türk-Sovyet Dostluk ve Saldırmazlık Paktı"nın imzalanmasına neden olmuştur
TÜRKİYE - FRANSA İLİŞKİLERİ
Lozan'dan intikal eden Osmanlı borçları, Türkiye-Suriye sınırının tespiti, misyoner okulları ve Adana-Mersin demiryollarının satın alınması sorunları, Türkiye ile Fransa arasında önemli uyuşmazlık konuları idi.
20 Ekim 1921 tarihli Ankara Antlaşmasına göre, Türkiye-Suriye sınırını kesin olarak çizecek komisyon çalışmalarından sonuç alınamaması Türkiye ile Fransa'nın diplomatik temaslarla sorunu halleden Dostluk ve İyi Komşuluk Sözleşmesi'nin 18 Şubat 1926'da parafe edilmesine rağmen söz konusu sözleşme, Musul Antlaşmazlığının halli sonunda ancak 30 Mayıs 1926'da imzalanmıştır.
Asıl önemli konu borçlar sorunuydu. Bu sorun 13 Haziran 1928'de Paris'te Türk Hükümeti adına Paris Büyükelçisi ile Osmanlı Düyunu Umumiyesi adına ilgililer arasında bir Antlaşmaya varılarak sonuçlandırılmıştır. Ancak, 1929 yılında başlayan dünya ekonomik bunalımı borçların ödenmesini güçleştirmiş, Türkiye de Hoover Moratoryumu'ndan -borçların ertelenmesi- faydalanmak istemiştir. Paris'te yapılan görüşmeler sonunda ilk antlaşmadan çok daha uygun şartlarla yeni bir antlaşma 22 Nisan 1933'te imzalanarak borçlar sorunu da çözüme kavuşturulmuştur.
Yabancı okullarda tarih ve coğrafya derslerinin Türkçe ve Türk öğretmenler tarafından okutulması için hazırlanan yönetmelik, Fransa ile derin Antlaşmazlıklara neden olmuştur. Kapitülasyon sisteminin kalıntılarını temizlemek amacıyla, bir Fransız şirketi tarafından işletilen Adana-Mersin demiryolunun bir kanunla satın alınmak istenişi, Fransa ile aramızda yeni bir uyuşmazlık ortaya çıkarmıştır. Ancak, bu uyuşmazlık da 1929 yılında yapılan bir Antlaşma ile noktalanmıştır.
|